21 Haziran 2013 Cuma

Almanya-Düsseldorf...

Selamlaaarrrr..... Nasılsınız? Havalar sıcak ve hala İstanbul' da mısınız? Aynen. :D

Şu an için 2 hafta sonraki 5 günlük Didim, Caprice tatilinden başka Ekim' e kadar ufukta tatil gözükmüyor. :( Ekim' de inşallah sağlam bir tatil planım var, zamanı gelsin, paylaşırım. :) Dolayısı ile bende bu güne kadar her yıl gittiğim yerleri post post paylaşıp, kendimi ve sizleri biraz iş ve şehir psikolojisinden çıkarmak istedim. İlk durağımız Almanya, Düsseldorf. Daha sonra Münih var sırada. Sonra İngiltere. Orası hakkında epey konuşucağız. En son geçen sene eşimle ikinci balayı diye nitelendirdiğimiz Dubai gezimiz olacak. Aslında onu sadece bir gezi olarak değil aynı zamanda Dubai' de yapılacaklar listesi olarak ele almayı düşünüyorum.
Hadi o zaman, başlayalım... =)

Öğrencilik yıllarımda katılmış olduğum Erasmus Öğrenci Değişim Programı sayesinde biraz gezme fırsatı buldum. Bakmayın aslında epeyce bir gezdim de, öğrenciyim ya az gezdim demem lazım o döneme. :D Kötü örnek teşkil etmeyeyim gençlere. :P

Almanya'nın Dortmund şehrinde Dortmund Üniversitesi' nde okudum bir süre. Toplamda 7 ay kaldım o gidişimde Almanya' da. Toplamda 3 sefer ayrı ayrı gittim Almanya' ya fakat o ayrı bir post konusu teşkil ediyor.

Aslında her şey, Max Frisch' in Homo Faber adlı kitabını okumamla başladı. :D Marion, kulakların çınlasın, tabi bebeğim Merve senin de. Ne günlerdi. Neyse, dağılmayalım. Kitapta, Düsseldorf şehri öyle bir tasfir ediliyor ki, biz de Almanya' ya ilk gidişim olan Münih' deyiz o dönem kuzenim Merve ile. Düşünüyoruz, hani bi şekilde gidebilir miyiz diye. Üniversite öğrencisi olarak bütçe belli, kurstayız ona para veriyoruz, Marion' dan özel ders alıyoruz Almanya' da. Gidemedik tabi o seferde.

Sonra yeterince istedim demek ki, o sene babam tutturdu Erasmus' a başvur diye. :D Doğru kayıt ve Almanya, bir bakmışım, Dortmund' dayım, Düsseldorf' un dibi. 2 saat trenle. Gerçekten insana isteme duygusunu veren Rabbim, istememizi istemeseydi, istemeyi vermezmiş. Tevafuklar üstüne kurulu bir sistem. Elhamdülillah. :) Ben Düsseldorf' uma fani gözlerimle kavuştum o sene.. ;) Tahmin ettiğim gibi, buğulu bir güzelliği var... =)

Şimdi resimler.








Televizyon kulesi. Düsseldorf' un en yüksek binası. Birazdan oradan resimlerimle karşınızdayım. :P




Bu beyaz binayı her görüşümde, ne diye mimar olmadım diye hayıflanıyorum. Bina gemi görüntüsü ile inşaa edilmiş ve camlarına kamara motifi verilmiş. Gerilerden beri mimariye zaten hevesim var nereye gitsem bina çekerim. Bu bina özellikle beni çok etkiledi. Mimarına böyle bir güzelliği gözlerime sunduğu için teşekkürler. :P



Güzel bir hatıra noktası, benim için. Benim de onların mimiklerine uygun bir mimiğim var ama göremiyorsunuz. :)







Bu resimleri ise Rhein Turu' ndan çekmiştim. Düsseldorf' dan geçen büyük nehrin adı Rhein Nehri. Türkçe' de Ren Nehri olarak da biliniyor. 1230 km uzunluğunda ve İsviçre' de başlayıp, Fransa, Almanya ve Hollanda' yı geçip Rotterdam' da Kuzey Denizi' ne dökülüyor bu nehir. 


Şimdilik bu kadar millet, kendinize iyi bakın! Allah cc' a emanet....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder