Üniversitenin 3. senesinde, İngiltere' de bir dil okuluna kaydolarak 1 aylığına ingiltere' ye gitmiştim. Buradaki kursun devamı niteliğindeydi bu kurs. İngiliz bir ailenin yanında, İstanbul' daki arkadaşım ile beraber gitmiştik.
Tabi ben ingiliz aile yanında kalınca ister istemez ailem de hem kızımız oradayken bizi gezdirir diyerek hem de kontrol amaçlı tabiki çıkıp İngiltere' ye gelmişlerdi. Böyle cümbür cemaat oralardaydık yani. :D
Neyse, biraz Bournemouth' dan bahsetmek istiyorum. Bir çok Avrupa Ülkesi gibi İngiltere de bol yeşillikli bir ülke, ancak oldukça yağmurlu ve soğuk. Bizim gittiğimiz mevsim yaz ve aylardan ağustos olmasına rağmen, ve güney sahilindeki Bournemouth şehrinden olmamıza rağmen çoğu günler hırka ve kazaklarla idare ettik. Denize giren tabiki de yoktu. Resimlerden de anlaşılacak. :)
İnsanlar resmen kıyafetleri ile az da olsa açan güneşin tadını çıkarmak için sahilde oturuyorlar.
Tekrar ediyorum, kıyafetlerle. =)
Ama uzun uzun yürümek cidden iyi geliyor insana.
Bu da kaldığım evin yakınındaki parktan bir görüntü.
Parktaki sincap. Bunu oralarda o kadar sık yaşıyorsunuz ki.
Ayağıma çıkmıştı bu sincap, elimden elma dilimini almıştı.
Bournemouth Eye. Binmedim, çünkü açıkçası, o zaman sözlüydüm.
Şimdiki eşim olan canım sözlüm, Türkiye' lerden binme aklım sende kalır dediği için binmedim. :D
Zeka yaa... Bin, söyleme! :P
Kursun önünde.. Ağustos ayı, polar montlar ve deri ceketler. :D
Hava açınca üstler çıkıyor, kapayınca geri giyiliyor.
Coming up next:
London!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder